Monday, April 03, 2006

Altı Aylık'ta Yeni Proje: Bize Bir Şey Olmaz















Bize Bir Şey Olmaz
Elmas Deniz
07 - 29 Nisan, 2006

Ziyaret Saatleri:
Perşembe-Cuma-Cumartesi-Pazar
15:00-19:00

Konuşma:
05 Nisan Çarsamba / 19:00
Elmas Deniz

Açılış ve Performans:
07 Nisan Cuma / 19:00

Açık tartışma:
21 Nisan Cuma / 19:00

Sürecin önemli unsur olarak görüldüğü bu proje, Çernobil kazasından hareketle toplumda her gün karşılaştığımız umursamazlık, bu davranışın nüvesini oluşturan bilgisizlik, meraksızlık daha vahimi bilinçli cehalet üzerine odaklanıyor.

Performans, enstelasyon, kaza sonrası resmi sansür ve propoganda kurallarını içeren metinler, farklı ülkelerden sanatçı, ya da sanatçı olmayan kişilerin ürettiği işlerden oluşan bir düzenleme ve mekana yayılan duvar resmi bu projede yer alıyor.

7 Nisan’da gerçekleştirilecek olan performans, özenli düzenlenmiş bir masada yer alan tabaklarda izleyiciye sunulan fındıklar ve çay ikramından oluşuyor. Sonrasında mekanda sunumun bir parçası olarak kalacak masadaki tabaklar üzerinde, radyasyon tehlikesini gösteren işaretlerden yapılmış desen, sevimlileştirilen bu ikramın ironisini taşıyor. “Radyasyon var fikri” ile hissel olarak sahte bir gerilimi de mekana taşımayı amaçlayan bu performans, bir şölen masasının düzenli rahatlığının yarattığı güvende olma hissi ile fındık ve çay ikramından sonra boş tabaklarda yüzleşilen radyasyon tehlikesi işaretleriyle “ne kadar güvendeyiz” tedirginliğini ziyaretçilere aktarmayı amaçlıyor.

Mekana yayılan metinler, Çernobil kazası sonrasında Türkiye’nin izlediği politikaya dair belgeler sunuyor: gerçeğin çarpıtılması, sansür, bilinçli olarak yanlış bilgilendirme ve dönemin yetkili bakanlarının konuşmalarından alınan bölümlerden oluşuyor. Metinler aracılığıyla bir yandan izleyicilere 26 Nisan 1986’da gerçekleşen Çernobil kazası sonrasında Türkiye’de yaşananlar üzerine akıl almaz gerçekler aktarılırken, mekanda yaratılan yeme, içme ve sohbet ortamı ile aslında umursamazlığın ve tepkisizliğin tuzağına düşürülmüş izleyici üzerinde alınan bilgileri ne kadar umursadıkları ve nasıl harekete geçtiklerine dair farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

Altı Aylık’ın bir duvarından başlayarak mekanın zeminine doğru genişleyen Çernobil nükleer santrali çizimi, ortadaki sütunda, hastanelerde kanser tedavilerinde kullanılan büyük ölçekli makineleri betimleyen bir çizimle sona eriyor. İnsan sağlığının sistem içindeki önemsizliği, bilimsel gelişmenin iyi niyetlerinin varabileceği kötü sonuçların etrafında dönen çizim, bir bakıma insanoğlunun kendi eliyle yarattığı tehlikelere de işaret ediyor.

Altı Aylık çevresinde, özellikle de çay içilen mekanlarda yapılan araştırma, projeyi dışarıya taşımayı ve farklı insanlarla iletişime geçmeyi amaçlıyor. Araştırma özelliği taşıyan bu ses kayıtları, Çernobil nükleer santralinin patlamasından sonra özellikle devletin aldığı kararlar ve bireylerin buna karşı verdikleri tepkiler üzerine sorular ve cevapları içerirken, daha sonra ses kayıtlarının mekana yerleştirilmesi ile Altı Aylık’a geri dönüyor.

Çernobil nükleer santralindeki patlama ve sonrasında gelişen etkileri üzerine derlenmiş dökümanların bulunduğu bir bölüm ve Çernobil’in artık turistik bir sit alanıymışcasına düzenlenen rehberli gezilerden radyasyon nedeniyle terkedilen kasabaya ait goruntulerden oluşan kısa dökümanter aynı bölümde izlenebiliyor. Ayrıca konuyla ilgili çalışan gruplar, dernekler, web adresleri ve basılı dökümanlar da burada yer alıyor.

Çernobil nükleer santraline düzenlenen turistik gezilerdeki “normalleştirme” hali ile örtüşen Çernobil adlı bilgisayar oyunundan alınan imajlar sahip oldukları garip soğuk atmosfere rağmen bir taraftan da kazanın keskin gerçekliği ve sonrasındaki trajedinin sanal dünyaya indirgenen oyun formatını kullanarak “normalleştirme” sürecinin bir parçası olarak işliyor.

Kısa süreli hafızaya sahip bir toplumda, radyasyonlu oldukları için ihraç edilemeyen fındıkların okullarda bedava dağıtılması, bunların nereden geldiği ve ne içerdikleri sorgulanmadan, tam anlamıyla yerleşik düzene duyulan koşulsuz teslimiyet duygusuyla sevinçle kabul edilen bu “hediye” uzun dönemde onarılmaz sonuçlara yol açarken, umursamaz tutum farklı düzlemlerde etkisini halen gösteriyor. İşlenen suçun kişinin bizzat kendisine zarar verse bile kişinin hiçbir eylemde bulunmaması ve suçu işleyenlerin hiçbir ceza almamış olması defalarca tekrarlanan bir durum olarak ortaya çıkıyor.

Biz Bir Şey Olmaz, bu tutum ve yarattığı sonuçları çeşitli buluşmalarla tartışmaya açmayı ve sergi sonrasında hazırlanacak gazete ile bu sorgulama sürecini devam ettirecek bir başlangıç oluşturmayı amaçlıyor. Sanatçının farkındalık arttırıcı pratiklerde bulunması ve bunun işlerliği üzerinden şekillenecek olan tartışma da etkinlikler arasında yer alacak.


Altı Aylık:
Mumhane Cad. No: 162 Kat:2
Tophane
(Tophane meydanında Alpet benzin istasyonunun arkasi, Güllüoğlu karşısı)
www.altiaylik.blogspot.com
altiaylik@googlemail.com

No comments: