Wednesday, April 19, 2006
Wednesday, April 05, 2006
New Project: Nothing Can Happen To Us
Nothing Can Happen To Us
Elmas Deniz
07 - 29 April, 2006
Visiting Hours:
Thurs-Fri-Sat-Sun
3pm-7pm
Talk:
Wednesday 05 April / 19:00
Elmas Deniz
Opening and Performance:
Friday 07 April / 19:00
Open Discussion:
Friday 21 April / 19:00
This project, where the process is regarded as a fundamental element, focuses through the Chernobyl Disaster on the ignorance we are confronted daily in society and the components that constitute the core of this attitude - lack of knowledge, lack of curiosity and more gravely, conscious ignorance.
The project entails performance, installations, texts published after the disaster containing the official censorship and propaganda measures, a collection of works produced by international artists and non-artists and a wall painting expanding out into the space.
During the performance that will take place on April 7th the visitors will be served hazelnuts and tea in plates placed on a diligently set table. A design composed of radiation hazard signs and printed on the plates, which will be left on the table after the performance to become a part of the presentation in the space, conveys the irony of this pleasing treat. The performance aims to fill the space with an artificial feeling of suspense using the “idea of present radiation hazard”. It attempts to communicate to the visitor a feeling of safety induced by the organized comfort of a banquet table and an anxiety about “how safe we are” that appears when confronted with the radiation hazard signs on empty plates after the treat of hazelnuts and tea.
The texts spread out in the space document the policies followed by the Turkish government in the aftermath of the Chernobyl disaster: distortion of reality, censorship, conscious misinforming and excerpts from the speeches made by responsible ministers of the time.
While the texts present the viewer with mind-blowing facts about what took place in Turkey in the aftermath of the Chernobyl Disaster on 26 April 1986; the eating, drinking and chatting atmosphere is intended to create a self-awareness in the visitors, trapped in ignorance and irresponsiveness, about how much they care about the information they receive and how they react to it.
A drawing of the Chernobyl nuclear power plant expanding from a wall in the space onto the floor ends with a drawing on the central column depicting large-scale machines used for cancer treatment in hospitals. The drawing which revolves around the insignificance of human health within the system and the possible horrific consequences of the utmost good faith in technological development, also points at dangers created by humans themselves.
The research conducted in the surroundings of Alti Aylik, and especially in places that serve tea aspires to carry the project outside and to communicate with different people. These voice recordings documenting questions and answers about the governmental measures taken in the aftermath of the Chernobyl disaster and individuals’ reactions are returned to Alti Aylik as sound installations.
A collection of documents about the explosion at the Chernobyl nuclear power plant and the after effects as well as a documentary shot on guided tours of Chernobyl – which are now organized as if it were a tourist site - showing images of the town abandoned due to radiation can be viewed in the same section. In addition, information about groups and associations working on the issue, web site addresses and printed material will be available in this section.
Despite their oddly cool feel, the images taken from the computer game ‘Chernobyl’ use the game format to reduce the poignant reality of the disaster and the after tragedy to the virtual world, and function as part of the “normalization” process at work in the tourist trips organized at the Chernobyl nuclear power plant.
While the free distribution in schools of hazelnuts that could not be exported because of contamination, and the acceptance of these ‘presents’ without ever questioning their origins or content, with a feeling of unconditional submission to the established order had irreparable long-term consequences; this indifferent attitude continues to produce effects on different levels in a society with a short-term memory. The situation where the individual remains inactive even if he/she is personally harmed by the crime and the criminal goes unpunished repeats itself over and over again.
Nothing Can Happen To Us, aims to initiate a discussion on this attitude and its consequences through various encounters and to establish a starting point for the continuation of this questioning process with a newspaper that will be published after the exhibition. A discussion about artistic practices striving to increase awareness and their efficiency will also be included among the activities.
Altı Aylık:
Mumhane Str. No: 162 2nd Floor
Tophane
(Behind Alpet gas station at Tophane Square, opposite of Güllüoğlu baklava)
www.altiaylik.blogspot.com
altiaylik@googlemail.com
Monday, April 03, 2006
Altı Aylık'ta Yeni Proje: Bize Bir Şey Olmaz
Bize Bir Şey Olmaz
Elmas Deniz
07 - 29 Nisan, 2006
Ziyaret Saatleri:
Perşembe-Cuma-Cumartesi-Pazar
15:00-19:00
Konuşma:
05 Nisan Çarsamba / 19:00
Elmas Deniz
Açılış ve Performans:
07 Nisan Cuma / 19:00
Açık tartışma:
21 Nisan Cuma / 19:00
Sürecin önemli unsur olarak görüldüğü bu proje, Çernobil kazasından hareketle toplumda her gün karşılaştığımız umursamazlık, bu davranışın nüvesini oluşturan bilgisizlik, meraksızlık daha vahimi bilinçli cehalet üzerine odaklanıyor.
Performans, enstelasyon, kaza sonrası resmi sansür ve propoganda kurallarını içeren metinler, farklı ülkelerden sanatçı, ya da sanatçı olmayan kişilerin ürettiği işlerden oluşan bir düzenleme ve mekana yayılan duvar resmi bu projede yer alıyor.
7 Nisan’da gerçekleştirilecek olan performans, özenli düzenlenmiş bir masada yer alan tabaklarda izleyiciye sunulan fındıklar ve çay ikramından oluşuyor. Sonrasında mekanda sunumun bir parçası olarak kalacak masadaki tabaklar üzerinde, radyasyon tehlikesini gösteren işaretlerden yapılmış desen, sevimlileştirilen bu ikramın ironisini taşıyor. “Radyasyon var fikri” ile hissel olarak sahte bir gerilimi de mekana taşımayı amaçlayan bu performans, bir şölen masasının düzenli rahatlığının yarattığı güvende olma hissi ile fındık ve çay ikramından sonra boş tabaklarda yüzleşilen radyasyon tehlikesi işaretleriyle “ne kadar güvendeyiz” tedirginliğini ziyaretçilere aktarmayı amaçlıyor.
Mekana yayılan metinler, Çernobil kazası sonrasında Türkiye’nin izlediği politikaya dair belgeler sunuyor: gerçeğin çarpıtılması, sansür, bilinçli olarak yanlış bilgilendirme ve dönemin yetkili bakanlarının konuşmalarından alınan bölümlerden oluşuyor. Metinler aracılığıyla bir yandan izleyicilere 26 Nisan 1986’da gerçekleşen Çernobil kazası sonrasında Türkiye’de yaşananlar üzerine akıl almaz gerçekler aktarılırken, mekanda yaratılan yeme, içme ve sohbet ortamı ile aslında umursamazlığın ve tepkisizliğin tuzağına düşürülmüş izleyici üzerinde alınan bilgileri ne kadar umursadıkları ve nasıl harekete geçtiklerine dair farkındalık yaratmayı amaçlıyor.
Altı Aylık’ın bir duvarından başlayarak mekanın zeminine doğru genişleyen Çernobil nükleer santrali çizimi, ortadaki sütunda, hastanelerde kanser tedavilerinde kullanılan büyük ölçekli makineleri betimleyen bir çizimle sona eriyor. İnsan sağlığının sistem içindeki önemsizliği, bilimsel gelişmenin iyi niyetlerinin varabileceği kötü sonuçların etrafında dönen çizim, bir bakıma insanoğlunun kendi eliyle yarattığı tehlikelere de işaret ediyor.
Altı Aylık çevresinde, özellikle de çay içilen mekanlarda yapılan araştırma, projeyi dışarıya taşımayı ve farklı insanlarla iletişime geçmeyi amaçlıyor. Araştırma özelliği taşıyan bu ses kayıtları, Çernobil nükleer santralinin patlamasından sonra özellikle devletin aldığı kararlar ve bireylerin buna karşı verdikleri tepkiler üzerine sorular ve cevapları içerirken, daha sonra ses kayıtlarının mekana yerleştirilmesi ile Altı Aylık’a geri dönüyor.
Çernobil nükleer santralindeki patlama ve sonrasında gelişen etkileri üzerine derlenmiş dökümanların bulunduğu bir bölüm ve Çernobil’in artık turistik bir sit alanıymışcasına düzenlenen rehberli gezilerden radyasyon nedeniyle terkedilen kasabaya ait goruntulerden oluşan kısa dökümanter aynı bölümde izlenebiliyor. Ayrıca konuyla ilgili çalışan gruplar, dernekler, web adresleri ve basılı dökümanlar da burada yer alıyor.
Çernobil nükleer santraline düzenlenen turistik gezilerdeki “normalleştirme” hali ile örtüşen Çernobil adlı bilgisayar oyunundan alınan imajlar sahip oldukları garip soğuk atmosfere rağmen bir taraftan da kazanın keskin gerçekliği ve sonrasındaki trajedinin sanal dünyaya indirgenen oyun formatını kullanarak “normalleştirme” sürecinin bir parçası olarak işliyor.
Kısa süreli hafızaya sahip bir toplumda, radyasyonlu oldukları için ihraç edilemeyen fındıkların okullarda bedava dağıtılması, bunların nereden geldiği ve ne içerdikleri sorgulanmadan, tam anlamıyla yerleşik düzene duyulan koşulsuz teslimiyet duygusuyla sevinçle kabul edilen bu “hediye” uzun dönemde onarılmaz sonuçlara yol açarken, umursamaz tutum farklı düzlemlerde etkisini halen gösteriyor. İşlenen suçun kişinin bizzat kendisine zarar verse bile kişinin hiçbir eylemde bulunmaması ve suçu işleyenlerin hiçbir ceza almamış olması defalarca tekrarlanan bir durum olarak ortaya çıkıyor.
Biz Bir Şey Olmaz, bu tutum ve yarattığı sonuçları çeşitli buluşmalarla tartışmaya açmayı ve sergi sonrasında hazırlanacak gazete ile bu sorgulama sürecini devam ettirecek bir başlangıç oluşturmayı amaçlıyor. Sanatçının farkındalık arttırıcı pratiklerde bulunması ve bunun işlerliği üzerinden şekillenecek olan tartışma da etkinlikler arasında yer alacak.
Altı Aylık:
Mumhane Cad. No: 162 Kat:2
Tophane
(Tophane meydanında Alpet benzin istasyonunun arkasi, Güllüoğlu karşısı)
www.altiaylik.blogspot.com
altiaylik@googlemail.com
Subscribe to:
Posts (Atom)